Diş çürümesinin kalıtımsal bir hastalık olmadığına vurgu yapan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Doç. Dr. Barış Karabulut, “Çürük, ağızda bulunan besinlerin mikroorganizmalar tarafından asitle parçalanmasıyla diş yapısından mineral çözünmesi sonucunda oluşur. Münasebetiyle, çürük önlenebilir bir hastalıktır.” dedi. Çocuğun süt dişlerinin sıhhati açısından annenin hamilelik sürecindeki beslenmesinin son derece değerli olduğuna da belirten Doç. Dr. Barış Karabulut, ağızda uzun mühlet yiyecek tutmanın da diş çürüklerine neden olduğuna dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Barış Karabulut,

“Çürüklerin temel nedeni tüketilen gıdalar”

Diş çürüğü oluşumunun, besin tüketimi ile yakından bağlantılı olduğunu belirten Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Doç. Dr. Barış Karabulut, “Çürüklerin temel nedeni yetersiz diş fırçalama alışkanlıkları olarak bilinse de temel etken besinlerdir. Beslenme, bireyin güç üretimi ve yeni doku oluşumu için alması gereken unsurların bütününü tabir ederken, diyet ise kişinin gün uzunluğu tükettiği tüm besinlerin toplamıdır. Diyet ve beslenme ortasında güçlü bir bağ bulunmaktadır. Besinlerin fizikî ve kimyasal yapıları, tüketim vakitleri, sıklıkları ve ağızda kalma müddetleri diş sıhhati açısından son derece değerlidir.” dedi.

Özellikle çocuklarda bu mevzuda dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Barış Karabulut, “Çocukların gün boyunca alabilecekleri besinlerin belli saatlerde tüketilmesi kıymetlidir. Annenin hamilelik periyodunda kâfi besinleri alması, çocuğun diş gelişimi için son derece değerlidir.” biçiminde konuştu.

“Çürük önlenebilir bir hastalıktır” 

“Diş çürüğü ile ilgili yaygın yanlış inanışlardan biri, çürüğün genetik yani kalıtımsal olduğudur.” diyen Doç. Dr. Barış Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kalıtımsal olan faktörler tükürük yapısı, diş büyüklüğü, diş eksikliği ve fazlalığı üzere oluşumlardır. Çürük, kalıtımsal bir hastalık değildir. Çürük, ağızda bulunan besinlerin mikroorganizmalar tarafından asitle parçalanmasıyla diş yapısından mineral çözünmesi sonucunda oluşur. Hasebiyle, çürük önlenebilir bir hastalıktır. Annenin hamileliği boyunca kâfi vitamin, mineral ve protein alması, çocuğun diş yapısının daha sağlıklı olmasını sağlar. Bu süreçte annenin istikrarlı ve kâfi beslenmesi, çocuğun ilerleyen yaşlarda diş sıhhati açısından değerli bir tesire sahiptir. Hamilelik müddetince kâfi besin alımının yanı sıra, annenin diş sıhhatine da itina göstermesi gerekmektedir.

Dişler çıktıktan sonra, çocuğun beslenmesi diş çürüğünün oluşup oluşmaması açısından kritik bir faktördür. Çocukların tükettikleri besinlerin tipi, sıklığı ve ağızda kalma mühletleri, diş çürüğü riskini tesirler. Şekerli ve asitli besinlerin sık tüketimi, diş çürüğü riskini artırırken, sağlıklı ve istikrarlı beslenme diş sıhhatini korur. Bu nedenle, çocukların beslenme alışkanlıklarının gerçek yönlendirilmesi ve diş bakımının ihmal edilmemesi gerekmektedir.”

Annenin beslenmesi, çocuğun diş sıhhatini etkiliyor

Çocuklarda diş çürümesine neden olan birçok faktör olduğunu tabir eden Doç. Dr. Barış Karabulut, annenin hamilelik devrinde aldığı D vitamini, protein yüklü beslenme, kalsiyum ve fosfat üzere mineraller ile çeşitli vitaminlerin alımının, çocuğun süt dişlerinin sıhhati açısından son derece kıymetli olduğuna dikkat çekti. 

Çocuğun kalıcı dişlerinin sıhhatinin ise doğumdan sonraki beslenmesi ile yakından alakalı olduğunu belirten Doç. Dr. Karabulut, “Bu bağlamda, çocukların beslenmelerinde tüm besin kümelerinden eşit ve kâfi ölçüde alması gereklidir; bu kümeler ortasında karbonhidratlar, vitaminler, yağlar ve mineraller de bulunmaktadır. Çocukların güç gereksinimlerini karşılamak için aşikâr bir ölçüde karbonhidrat alması gerekmektedir. Diş çürüğü riskini azaltmada, tüketilen besinlerin ağızda ne kadar müddet kaldığı büyük değer taşır. Bilhassa karbonhidratların ağızda kalma müddetlerini azaltmak, çürük önlenmesi açısından büyük bir adım olacaktır.” biçiminde konuştu.

“Öncelik ağızda yemek kalma müddetini azaltmak olmalı” 

Çocuk diş sıhhatini korumak için öncelikle, ailelerin çocukları beslenme konusunda zorlamamaları gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Barış Karabulut, şöyle devam etti:

“Çocuklara büyük lokmalar ve büyük kaşıklarla yiyecek vermekten kaçının; her vakit küçük porsiyonlarda, çiğneyip yutabilecekleri oranlarda besleyin. Beslenme sonrasında besinin ağızda kalıp kalmadığını denetim etmek değerlidir.

Muayenelerde, bilhassa lisan altında ve dudak içerisinde, dişlerin olağanda çürümesinin daha güç olduğu yüzeylerde çürükler tespit edildiğinde, bu çocukların beslenme sonrası ağızlarında bilerek yemek tuttukları sonucuna varıyoruz. Hasebiyle, ağızda yemek kalma müddetini ve dişlerin yemekle temas müddetini azaltmak birinci önceliğimiz olmalı. Bu hem denetimle hem de diş fırçalamayla sağlanmalı. Lakin, orta öğünlerden sonra diş fırçalama imkânı yoksa, yapılması gereken şey, bu besinlerin ağızda kalmadığından emin olmaktır.”

“Paketli besinlerin birden fazla çürük oluşumunu tetikleyebilir”

İçeceklerin de çürük oluşumunda son derece değerli bir rol oynadığını tabir eden Doç. Dr. Barış Karabulut, sözlerini şöyle tamamladı:

“Özellikle asitli içecekler, epey ziyanlı olabilir. Meyve sularını mümkün olduğunca meskende taze meyvelerden sıkılmış biçimde tüketilmesini öneriyoruz. Genel olarak, paketli besinler ve içeceklerden çocukların uzak durmasını tercih ediyoruz. Zira paketli besinlerin birden fazla çürük oluşumunu tetikleyebilir. Fakat, bu çeşit besinlerin makul kurallara nazaran tüketilmesi çürük oluşumunu azaltabilir.

Asitli içecekler ve şekerli besinler, diş çürümesinin ana sebeplerinden biridir. Asitli içecekler ve şekerli besinler yerine alternatifler önerilebilir. Örneğin, ayran yahut kefir üzere içecekleri tercih edebilirsiniz. Ayrıyeten, bol ölçüde su tüketilmesini tavsiye ediyorum. Bu içecekler ve su, diş sıhhatini korumak için daha uygun seçeneklerdir.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı