Binaların yapısal olarak güçlü bir biçimde dizayn edilmesi gerektiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Burada bir inşaat mühendisliği yanlışı yahut yapılan tekniklere uyulmaması üzere bir durum kelam konusu olabilir.” dedi.

Dr. Bingöl: “Bina durup dururken kendi kendine çökmez. Bir sarsıntıda de çökmemesi lazım. İş yeri açma ruhsatı olan yerler de sonradan denetlenmeli!”

Üsküdar Üniversitesi İş Sıhhati ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, İstanbul Küçükçekmece’de bir kişinin vefatına ve 8 kişinin de yaralanmasına neden olan 3 katlı binanın çökmesini kıymetlendirdi.

Binaların yapısal olarak güçlü bir biçimde dizayn edilmesi gerekiyor!

Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, çöken binaya ait değerlendirmede bulunarak, binaların yapısal olarak güçlü bir formda dizayn edilmesi gerektiğine işaret ederek, “Burada bir inşaat mühendisliği kusuru yahut yapılan tekniklere uyulmaması üzere bir durum kelam konusu olabilir. Şayet tekniklere uyulduysa bile, kolon kesilmesi üzere bir sorun da yaşanmış olabilir. Bir binanın durup dururken çökmesi olağan bir durum değildir. Ekseriyetle bu tıp çökmeler, etrafta bir hafriyat çalışması yahut tekrar inşaat üretimi üzere tabanda sorunlara yol açan etkenlerle ortaya çıkar. Lakin, bu olayda bina kendi kendine çökmüş üzere görünüyor. Bu durumda alttaki dükkânın çöküşe yol açması kuşku uyandırıcı. Burada yapısal bütünlüğü bozan diğer bir durumun olması mümkün.” dedi.

Dr. Bingöl: “Asıl sorun, binaları uygun tekniklerle inşa etmemiş olmamız”

Binanın giriş katında bulunan dükkânın çökmeye etken olmuş olabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Ancak yapısal bütünlüğü bozan durumu tespit etmek gerekiyor. Bu da yapılan incelemenin sonucunda ortaya çıkacaktır. Bina çok eski bir yapı değil, 1988 imali olduğu belirtiliyor. Bizim asıl sorunumuz, binaları uygun tekniklerle inşa etmemiş olmamızdan kaynaklanıyor. Bu nedenle binaların güçsüz olduğunu düşünerek güçlendirme çalışmaları yapıyor ve yeni sarsıntı yönetmeliklerine uygun binalar inşa etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden kentsel dönüşüm içindeyiz. Lakin dört katlı bir binanın kendi kendine çökmesi çok olağan bir durum değil.” diye konuştu. 

Bir binanın ortalama yaşı yaklaşık 80 sene…

“Bir binanın ortalama yaşı yaklaşık 80 yıldır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Osmanlı devrinin birinci devirlerinden kalan binalar var. Yurt dışına gittiğinizde görüyorsunuz. 100, 120 sene 150 yıllık binalar var. Hepsi ayakta duruyor. Savaş geçirmiş. 2. Dünya Savaşı, 1. Dünya Savaşı. Ayakta duruyor. Lakin bizim binalarımız 1985, 1988, 1975 yılında yapılan binalar kendi kendine çökmese de ufak bir zelzelede sallandığında çöküyor. Yanında bir bina yapıldığında çöküyor. Bunlar bizim teknik koşullara uymadığımızı gösteriyor. Binanın beton yapısı, yer yapısı, taban etütleri, kolon sistemi, bunların hepsinin uygun yapılması gerekiyor. Zelzele bölgesinde olduğumuzu unutmamamız gerekir. Bu binanın imgesi bizim için uyarıcı bir durum. Bizim rastgele bir sarsıntıda ne durumda olacağımızı bu binanın üzerinden düşünüp, tedbir alınması lazım.” dedi.

İş yeri açma ruhsatı olan yerler de sonradan denetlenmeli

İş yeri açma ruhsatı olmayan bir yerin çalışmasının mümkün olmadığına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, risk görülen bir yerde belediyenin bu müsaadeleri vermemesi gerektiğini, iş yeri açma ruhsatı olan yerlerin de sonradan denetlenmesi gerektiğini kaydetti.

“Normal kaidelerde inşaat tekniklerine uygun bir biçimde bina yapıldığı vakit binanın çökmemesi lazım. Bina durup dururken kendi kendine çökmez. Bir zelzelede de çökmemesi lazım.” biçiminde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, kolonların kesilmiş olabileceğini lakin muhtemelen diğer sebeplerin de meydana gelebileceğini söyledi.

Zemin etütlerinin de kıymetli olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Binanın üretim tekniği de değerli. Bunların hepsi bir ortada düşünülmesi gerekiyor.” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, kentsel dönüşüm çerçevesinde artık yıkılmayacak binalar yapmak gerektiğini de kelamlarına ekledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı