Ramazan sonrası sindirim sistemine dikkat!
amazan’ın bitmesine sayılı günler kaldı. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısım Lideri Prof. Dr. M. Emel Alphan, iki öğün üzere özel bir beslenmenin uygulandığı bu devirden olağan yemek tertibine geçerken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi. Sindirim sisteminin ahenginin sağlanmasının kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayram geleneğinin bir sembolü olan kahvaltı ve yemek sofralarında ağır yemeklerden uzak durulmasını, tatlı ve şeker tüketiminden kaçınılmasını tavsiye etti.İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısım Lideri Prof. Dr. M. Emel Alphan, Ramazan sonrası olağan beslenme tertibine geçişle ilgili değerlendirmede bulundu.
Sindirim sisteminin ahengini sağlamak önemli
Ramazan ayının, oruç tutanlar için, günde iki öğün üzere özel bir beslenme uygulanan ve alışılmışın dışındaki saatlerde yemek yemeyi gerektiren bir periyot olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Bu devirden olağan yemek nizamına geçişte, sindirim sisteminin de ahengini sağlamak değerlidir. Meğer bir aylık oruç devrinden sonraki bayram günlerinde bireyler, çoklukla ruhsal olarak çok yemek yeme eğilimindedirler. Bunun yanı sıra, geleneklerimize bağlı olarak, bayram yemeklerinin, günlük beslenme sisteminin dışında, çeşit olarak fazla ve içeriğinin ağır olması, bayram ziyaretlerindeki hamur tatlısı yüklü ikramlar ve bu ikramların geleneklerimiz nedeniyle ısrarla yedirilmesi, sindirim sistemindeki adaptasyonu güçleştirir” ihtarında bulundu.
Güne hafif kahvaltı ile başlanmalı
Sindirim sisteminde adaptasyonun sağlanması için bayramda hafif yiyecekler yenilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak, gün içinde çok yağlı, çok tuzlu, güç açısından ağır hamur işlerinin ve hamur tatlılarının yenilmemesi gerekir” dedi.
Sağlıklı bir bayram için bu tekliflere kulak verin
Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayramda uygulanması gereken beslenme kurallarının aşağıdaki üzere olması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
• Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır.
• Öğüne çorba ve salata ile başlanmalı, çorba ile ekmek yenilmemelidir. Bu, o öğünde çok ölçüde yemek yemeyi önler.
• Yemekler çok yağlı ve çok tuzlu yapılmamalıdır. Et ve tavuk yemeklerine pişerken yağ ek edilmemeli, kızartılmış besinlerden kaçınılmalıdır.
Börek ve sarma varsa ekmek tüketilmemeli
• Bayram yemeğinde, börek, pilav, makarna, dolma, sarma üzere besinler bulunduğu takdirde ekmek yenilmemelidir.
• Enerjisinin düşük olmasından ötürü, öğünde kesinlikle zerzevat ve salata bulunmalıdır.
• Ağır hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar ya da en güzeli meyve tercih edilmelidir.
Meyve seçeneği sunulmalı
• Bayram ziyaretleri sırasında, ikram edilen tatlıların, porsiyon ölçülerinin az olması, konukların de az yemesine neden olur. Mümkünse konuklara seçenek olarak meyve de sunulmalıdır.
• Geleneksel Türk misafirperverliğinin bir sonucu olarak gelişen ikram edilen yiyeceklerin yenilmesi konusundaki ısrardan kaçınılmalıdır.
• Bayram günlerinde, çikolata, şeker, şekerlemeler ve tatlı üzere kalorisi yüksek olan yiyecekleri, herkesin, bilhassa çocukların çok yemeleri önlenmelidir.
Kafeinli içecekler çok tüketilmemeli
• İkram edilen çay, kahve üzere kafeinli içeceklerin çok tüketiminden kaçınılması, açık ve limonlu çay, ıhlamur ve bitki çaylarının tercih edilmesi gerekir.
• Ramazan boyunca, su tüketiminin az olmasından ötürü oluşabilen su kaybının, yerine konulması için su ve sulu besinlerin tüketimine değer verilmesi gerekir.
• Diyabetlilerin (şeker hastalarının), kalp hastalarının, hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan bireylerin, diyetisyenleri tarafından önerilmiş olan diyetlerini bozmamaya ihtimam göstermeleri ve aile etrafındakilerin de hastalara bu bahiste yardımcı olmaları gerekir.
Prof. Dr. M. Emel Alphan, belirtilen konulara dikkat edilmediği takdirde sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda çok gaz birikimi, ani tansiyon ve şeker yükselmesi üzere durumların ortaya çıkabileceğini, hastalarda ve yaşlılarda ise daha ağır problemler oluşabileceğini vurguladı.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Sindirim sisteminin ahengini sağlamak önemli
Ramazan ayının, oruç tutanlar için, günde iki öğün üzere özel bir beslenme uygulanan ve alışılmışın dışındaki saatlerde yemek yemeyi gerektiren bir periyot olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Bu devirden olağan yemek nizamına geçişte, sindirim sisteminin de ahengini sağlamak değerlidir. Meğer bir aylık oruç devrinden sonraki bayram günlerinde bireyler, çoklukla ruhsal olarak çok yemek yeme eğilimindedirler. Bunun yanı sıra, geleneklerimize bağlı olarak, bayram yemeklerinin, günlük beslenme sisteminin dışında, çeşit olarak fazla ve içeriğinin ağır olması, bayram ziyaretlerindeki hamur tatlısı yüklü ikramlar ve bu ikramların geleneklerimiz nedeniyle ısrarla yedirilmesi, sindirim sistemindeki adaptasyonu güçleştirir” ihtarında bulundu.
Güne hafif kahvaltı ile başlanmalı
Sindirim sisteminde adaptasyonun sağlanması için bayramda hafif yiyecekler yenilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak, gün içinde çok yağlı, çok tuzlu, güç açısından ağır hamur işlerinin ve hamur tatlılarının yenilmemesi gerekir” dedi.
Sağlıklı bir bayram için bu tekliflere kulak verin
Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayramda uygulanması gereken beslenme kurallarının aşağıdaki üzere olması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
• Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır.
• Öğüne çorba ve salata ile başlanmalı, çorba ile ekmek yenilmemelidir. Bu, o öğünde çok ölçüde yemek yemeyi önler.
• Yemekler çok yağlı ve çok tuzlu yapılmamalıdır. Et ve tavuk yemeklerine pişerken yağ ek edilmemeli, kızartılmış besinlerden kaçınılmalıdır.
Börek ve sarma varsa ekmek tüketilmemeli
• Bayram yemeğinde, börek, pilav, makarna, dolma, sarma üzere besinler bulunduğu takdirde ekmek yenilmemelidir.
• Enerjisinin düşük olmasından ötürü, öğünde kesinlikle zerzevat ve salata bulunmalıdır.
• Ağır hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar ya da en güzeli meyve tercih edilmelidir.
Meyve seçeneği sunulmalı
• Bayram ziyaretleri sırasında, ikram edilen tatlıların, porsiyon ölçülerinin az olması, konukların de az yemesine neden olur. Mümkünse konuklara seçenek olarak meyve de sunulmalıdır.
• Geleneksel Türk misafirperverliğinin bir sonucu olarak gelişen ikram edilen yiyeceklerin yenilmesi konusundaki ısrardan kaçınılmalıdır.
• Bayram günlerinde, çikolata, şeker, şekerlemeler ve tatlı üzere kalorisi yüksek olan yiyecekleri, herkesin, bilhassa çocukların çok yemeleri önlenmelidir.
Kafeinli içecekler çok tüketilmemeli
• İkram edilen çay, kahve üzere kafeinli içeceklerin çok tüketiminden kaçınılması, açık ve limonlu çay, ıhlamur ve bitki çaylarının tercih edilmesi gerekir.
• Ramazan boyunca, su tüketiminin az olmasından ötürü oluşabilen su kaybının, yerine konulması için su ve sulu besinlerin tüketimine değer verilmesi gerekir.
• Diyabetlilerin (şeker hastalarının), kalp hastalarının, hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan bireylerin, diyetisyenleri tarafından önerilmiş olan diyetlerini bozmamaya ihtimam göstermeleri ve aile etrafındakilerin de hastalara bu bahiste yardımcı olmaları gerekir.
Prof. Dr. M. Emel Alphan, belirtilen konulara dikkat edilmediği takdirde sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda çok gaz birikimi, ani tansiyon ve şeker yükselmesi üzere durumların ortaya çıkabileceğini, hastalarda ve yaşlılarda ise daha ağır problemler oluşabileceğini vurguladı.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı